
Dizilerde , filmlerde birçok Osmanlı sofrası görüyoruz acaba bunlar ne kadar doğru ne kadar yanlış !
Osmanlı tarihinden günümüze kalan muhteşem sofra kuralları ve adapları sizler için kısa kısa derledik.
- Topkapı Sarayı'nda harem bölümünün Kuşhane Kapısı yanında yer alan Kuşhane Mutfağı padişahın özel mutfağı olup burada sadece padişah için yemek yapılırdı
- Saray halkının yemekleri ise 'Matbah-ı Amire' adı verilen mutfaklarda hazırlanırdı.
- Fatih devrinden itibaren mutfaklar için alınan malzemenin kaydedildiği mutfak masraf defterlerinden ne tür malzemeler alındığı ve hangi yemeklerin pişirildiğini tespit etmek mümkün.
- Padişahların her yemek için ayrı kaşık kullanması bir gelenekti.. Saray kaynaklarından, biri sabah ile öğle arası (kuşluk vakti) diğeri ise akşam olmak üzere iki kez yemek yenildiği anlaşılıyor.
- Fatih'e kadar başa geçen Osmanlı padişahlarının vezirleri ile yemek yedikleri bilinir.Fatih de saltanatının ilk yıllarında bu geleneğe uyarak yemiştir.
- Sultan II Bayezid babasının koyduğu 'hükümdar tek başına yemek yer' kuralına 'yemek servisinin gümüş ve altın kaplarda yapılması'nı da eklemiştir. Bu gelenek daha sonraları bozulmuş, padişahlar içinde zehir olduğunda belli eden seledon kapları tercih etmişlerdir.
- 16. yüzyılda padişahların nasıl yemek yediklerine dair bazı bilgiler mevcut. Buna göre padişah yemek yiyeceği zaman, yere ağır sırmalarla işlenmiş bir yaygı serilir, üzerine konan altı ayaklı gümüş bir iskemlenin üzerine ise gümüş bir tepsi konulurmuş. Padişahın yumuşak minderli kısa sediri ve dizine serilecek havlu hazırlanır, tepsiye yemekler gümüş altlıklı, zehiri belli eden çini seramik kaplarda konulur.
- Padişaha verilecek yemeğin pişmesi, padişahın huzuruna nakli ve yemek sofrasının hazırlanması, sahanların kapaklarının açılması kilercibaşının göreviydi.
- Yemek hazırlandıktan sonra tadına bakılara kontrol edilir ve her birinin kapakları ibrişimle bağlanıp mühürlendikten sonra padişahın bulunduğu yere götürülürdü.
- Yemek çaşnigar usta tarafından kontrol edildikten sonra servis edilirdi.Yemek esnasında hekimbaşı da hazır bulunurdu.
- Padişah kahvaltıdan sonra haremden mabeyne veya has odaya geçerdi.
- Silahdar ağa kahvesini sunar çuhadar ağa ise şerbet servisi yapardı.
- Padişahın yemeklerinden başka hiç kimse yiyemezdi. Bu yemek küçük tencerelerde sadece padişahın yiyebileceği kadar yapılırdı.
- Dolmabahçe Sarayı yapıldıktan sonra 1856 yılında padişahların bu saraya taşınmasıyla sofra adabında da değişiklikler yaşanmış ve yemek masalarda yenmeye başlanmıştır.
- Hizmetler ve sofra adabı özellikle Abdülmecidden sonraki dönemde yani Boğazdaki saraylar kullanılmaya başlandıktan sonra yavaş yavaş değişmeye başlamış ve Avrupalılaşmıştı.Buna rağmen bazı kaynaklar çatal ve bıçakla yemek yenilmesini Sultan II. Mahmud dönemine kadar götürürler.Bu padişah bazı sultan düğünlerinde ve yabancı prenslerin ziyaretlerinde alafranga büfeler kurardı.
Derleme ...
0 yorum:
Yorum Gönder